GEDİZLİ MEHMET EFENDİ
HALİL KEMAL EFENDİ (1870/1871-1924/1925)
Gediz eski müftüsü. 1870/1871’de Gediz’de dogdu. Babasi 1860’li yillarin sonunda Gediz’e yerlesen Burdurlu Rasit Efendi’dir. Rasit Efendi o yillarda seyyar kitapçi olarak, sik sik Gediz’e gelip gidiyor ve ilçede iyi egitimli, saygin bir kisi olarak taniniyordu. Kasabanin ileri gelenleri 40 yasina gelmesine karsin bekar olan Rasit Efendi’ye “sana buradan bir hanim bulalim, buraya yerles” dediklerinde o; “bismillahçi Haci Mehmet Ali Aga’nin kizi Hakime olursa evlenirim” diye cevap vermisti. Hatirli kisilerin araya girmesi ile gerçeklesen evliligin sonunda dogan çocuga, Halil Kemal adi verilmisti. Ilkögrenimini Gediz’de tamamlayan Halil Kemal Efendi’nin müftülüge uzanan egitim hayatini nerede tamamladigi ve kimlerden icazet aldigi bilinmemektedir.
Halil Kemal Efendi, Gediz Müftüsü Süleyman Sakir Efendi’nin 1920 yilinin sonunda ölmesi üzerine, Gediz Müftülügü’ne getirildi. O günlerde Gediz, Yunan isgali altindaydi… Isgalciler, Gediz Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti bünyesinde toplanarak isgale direnen yurtseverleri tutukluyor ve sözde bir yargilamanin ardindan Yunanistan’daki esir kamplarina götürüyordu. Hatta Belediye Baskani Alaiyelizade Mehmet Efendi bile tutuklanmis, birkaç gün sonrada saliverilmisti. Yunan isgal kuvvetleri komutani kasabada sürüp giden gerginligi yumusatabilmek için Müftü Halil Kemal Efendi’den, halki sakinlestiren bir hutbe okumasini istemisti. O Cuma günü Gazanferaga Camii’nde minbere çikan Halil Kemal Efendi, cemaate söyle seslendi: “Ey cemaat-i müslimin, Yunan komutani, benim size; isgali taniyin ve konan kurallara harfiyen uyun dememi istedi. Yunanlilar adina hutbe okumaktansa ölmeyi tercih ederim. Allah ve resulünün isminin yaninda bu zalimlerin ismi asla geçemez. Onlara itaat etmek, Allah ve onun resulüne isyan demektir. Isyan geçicidir ve Allah’in yardimi ile zafer yine bize nasip olacaktir. Bu konusma, Müftü Kemal Efendi’nin Yunan Divan-i Harbi’nde yargilanarak 101 yil gibi agir bir ceza! Almasina neden oldu. Halil Kemal Efendi önce Usak’a, oradan da Atina yakinlarindaki esir kampina götürülmek üzere Izmir’den deniz yolu ile Pire Limani’na gönderildi. Atina Esir Kampi’nda kendisi gibi 5 Gedizli yurtsever daha vardi. Çileli esir hayati 1923 yilinda Yunanistan ile Türkiye arasinda imzalanan Esir Mübadelesi Anlasmasi’na degin sürüp gitti. Gediz’e döndügünde hasta ve yorgundu. 1924/1925 yilinda henüz 55 yasinda iken vefat etti.